Pages

29 Ocak 2013 Salı

Tekirdağ İli Tarihi 15




Tekirdağ İli Tarihi 14

Anadolu ve Balkan motiflerinin işlenerek ortaya konulduğu Karacakılavuz dokumaları Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün çabalarıyla halen yapılmakta olup, hediyelik eşya olarak satışı yapılmaktadır.

Burada yaşayan halk ilk defa 1877-1878 yıllarında Bulgaristan'dan göçmen olarak gelmiştir. Halkın el sanatlarından olan bu dokumalar nesilden nesile yaşatılarak günümüze kadar gelmiştir.

Karacakılavuz el dokuma tezgahları yaklaşık 115 cm. Yüksekliğinde. 23 cm boyunda, 100 cm. eninde olup meşe ve gürgenden yapılmıştır. Daha çok çuval, minder yüzü, yastık yüzü, seccade, heybe ve kilim dokunmaktadır. Kırmızı, turuncu, siyah, lacivert, yeşil, sarı, mavi, mor kullanılan başlıca renklerdir.

İplik malzemesi olarak önceden yapağı kullanılmakta ise de şimdi kolaylığa ve rahatlığı bakımından yün kullanılmaktadır.

Desenler oldukça zengindir. Dokumalarda göz motifi, koç boynuzu, köpek ayağı, tavus kuşu, üç güller, çam dalı, mührü Süleyman, çengel, sofra, beygir nalı, yıldız, kilit deseni motifleri işlenmektedir.

Anıtlar

Kurtuluş Anıtı
Zamanın Vilayet Yazı İşleri Müdürü Niyazi Tayyip Bey tarafından yapılan anıt, şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun ve Ulu önder Atatürk'e minnettarlığını belirtmek amacıyla Hükümet Konağının önündeki havuzun başına dikilmiş, sonra harf devrimi nedeniyle önce Gazhane'de ki taşlar arasına sonra Rüstem Paşa Camii'nin avlusuna kaldırılmıştır. Son olarak Müze Müdürlüğü'nce korunma altına alınmıştır.

Hürriyet Abidesi
Hürriyetin ilânı nedeniyle yapılmış bir anıt çeşmedir. Eski belediye binası bahçesindedir.

Şehitler Anıt Çeşmesi
Şehrin Türkler tarafından fethi sırasında şehit düşenlerin anısına, 1949 yılında Belediye tarafından yaptırılmış Anıt-çeşme olup arkasında kabir mevcuttur.

Namık Kemal Anıtı
Vatan şairi Namık Kemal'in doğduğu evin yıkılması üzerine , doğum yerini simgeleyen anıttır.1908 yılında Edirne – Tekfurdağ'ı Millet Vekili Mehmet Şeref AYKUT tarafından yaptırılmıştır.

Atatürk Heykeli
Hükümet Konağının önüne dikilmiş mermer bir heykeldir. Atatürk'ü gerçek ölçülerinde başı açık, redingotlu ve normal duruşlu göstermektedir. Heykeltıraş Kenan Ali'nin eseridir. Yüzü güneye dönüktür. Yine mermer olan kaidesinde Gençliğe Hitabesi bulunmaktadır.

Namık Kemal Heykeli
Tekirdağ'da doğan, vatan, ulus, özgürlük, insanlık gibi yüksek kavramlara kendini adayan Namık Kemal’in heykeli eski belediye başkanlarından Şevket Cicioğlu'nun döneminde Cicioğlu'nun da gayretleriyle heykeltıraş Nusret Suman'a yaptırılmıştır.

Harf İnkılabı Anıtı
Cumhuriyetimizin 50. Yılında 26 Ekim 1973 tarihinde açılmıştır. Başöğretmen Atatürk'ün harf devrimini ve Tekirdağ'a bu amaçla gelişlerini sembolize etmektedir. Atatürk Bulvarında bulunmaktadır.

Şehit Öğretmenler Anıtı
Terör örgütleri tarafından şehit edilen öğretmenlerin anısına 1998 yılında dikilen bir anıt olup Tekirdağ'a İstanbul yönünden girişte sağda yeşil alan üzerinde bulunmaktadır. Anıt yüzeyinde ellerinde meşâle bulunan kadın ve erkek öğretmen ile şehit öğretmenlerin isimleri yer almaktadır.

Tekirdağ İli Tarihi 13

Eski Tekirdağ evleri, yükseklikleri, mimari özellikleriyle uyumlu, çevreye ve birbirine saygılı, yanyana ve destek olarak bir bütünlük oluşturmaktadır. Evlerin yola, güneşe ve güzel manzaraya doğru açık cephesi bulunur. Eski kent dokusu içinde yer alan konutların tümünde, plan kuruluşu veya sokak konut ilişkisi yönünden ortak bir niteliğe rastlamak mümkündür.

Ertuğrul mahallesinde denize paralel caddeler ve bunları denize doğru dik olarak kesen sokaklar vardır. Burada deniz rüzgarlarının iç mahallere kadar girmesi amaçlanmıştır.

Eski Tekirdağ evlerinde, Türk aile geleneğinin etkileri görülür. Bunun en önemli örneği, büyük evlerin mekan olarak haremlik ve selamlık diye ayrılmasıdır.Büyük ailelerin bir arada yaşama geleneği nedeniyle iki üç kuşak birarada otururdu. Evler de bu ihtiyaca göre düzenlenmiştir.Kışlık yiyecekleri hazırlanarak saklanması ve diğer ihtiyaçlar içinde zengin katlar düzenlenmiştir. Buraları yaşama alanı olarak da kullanılırdı. Bazen ailelerin ihtiyaçlarına göre hayvanlar için barınak olarak kullanılmıştır.Evlerin büyüklüğü ve tezyinatı ailenin ekonomik gücüne göre düzenlenmiştir. Varlıklı kimseler evin iç ve dış yüzüne yağlı boya ile boyatmışlardır. Eski Tekirdağ halkı zevk sahibidirler. Halkın bu özelliğini evlerin cephesindeki tahta süsler yansıtmaktadır. Akşamları büyük havuzlu ve her cins çiçekli bahçelerde yapılan zevk ve sefalar, düğün ve hamamlardaki eğlenceler sosyal hayatın bir parçasıdır.

Tekirdağ Evlerinin Mimari Özellikleri
Tekirdağ'ın eski evleri, genellikle iki veya üç katlı olup ahşaptan yapılmıştır. Duvarları ahşap, çatkı arası kerpiç dolgudur. Dış cephe yatay olarak ağaç malzeme ile kaplanmıştır. Temeller ve zemin kat taştan yapılmıştır.Büyük evlerin pek çoğu haremli, selamlıdır. Çatı katları oldukça yaygındır.

Birçok evde orta kattaki cumbanın üstü çatı katında örtülü balkon şeklindedir. Ağaç giriş kapıları çift kanatlı, oyma, kapı kollu veya tokmaklıdır. Giriş kapısı çoğunlukla giriş nişi ile içeri çekilmiştir. Birinci kata çıkan dış merdivenler mermerdir. Merdiven ön cephede olup genellikle 7-8 basamaklıdır. Çift taraflı merdivenler de vardır.

Taştan yapılan zemin katın tek kanatlı ayrıbir kapısı vardır. Kapı da genellikle evin ön cephesindedir ve alçaktır. Kiler, depo, ocak vb. zemin kattadır. Evin içinden birinci ve ikinci kata tahta merdivenlerden çıkılır. Odalarda pencere altlarında sedir vardır. Tavan ve tabanlar tahtadır.

Evlerin hemen hepsi şahnisli, yani ileriye çıkmalı, cumbalıdır. Cumbaların altında cumba destekleri vardır. Ahşap direklerin destek olarak kullanılması da çok yaygındır.Evlerin ön cephelerine tezyinat yapılmıştır. Evler geniş ve çok pencereli olup alt kat pencereleri demir parmaklıdır. Pencerelerin etrafında, dış cephede genellikle tahta süsler vardır.Balkon, cumba veya saçaklar tahta süslerle süslenmiştir. Bu süsler tezyinatın en önemli unsurlarıdır.Bitişik evlerde, çoğunlukla öne ve arkaya meyilli beşik örtüsü çatı, ayrık evlerde ise dört tarafa veya iki yana akıntılı çatı kullanılır. Çatılar saçaklı ve alaturka denilen tek oluklu kiremitle kaplıdır.

Günümüze kalmayan konakların cümle kapılarının gayet yüksek açılan kanatları olup, geniş bahçesinin bir tarafında, mutfağı, arabalığı, hayvan ahırları, uşak ve hizmetçi odaları, hususi mermer hamamı, büyük havuzlu çeşmesi, çift kuyusu vardır. Harem ve selamlığı ayrıdır.
Tekirdağ'da Yaşayan El Sanatları

İlimiz el dokuma sanatının yaşatıldığı Karacakılavuz Kasabası merkez ilçeye 32 km. uzaklıktadır. Karacakılavuz köyü dokumalarından yola çıkarak Karacakılavuz köyünün kökeni araştırıldığında, köklerinin Orta Toroslara dayandığı işledikleri motiflerden anlaşılmaktadır. Karaman oğlu beyliği sınırlarında yaşayan Karacakılavuzluların dedeleri Türklerin Trakya'yı ele geçirmelerinden sonra Fatih Sultan Mehmet döneminde (15. Y.Y. ilk yarısı) Toroslardan alınarak Balkanların Türkleştirilmesi amacıyla Balkanlara yerleştirilmişlerdir. Dokumacılığa Balkanlarda da devam eden Karacakılavuzlular daha sonra Tekirdağ topraklarına yerleşmişlerdir. Dokumalarının çoğunluğunda Anadolu motifleri bulunan Karacakılavuz dokumalarında ara motifleri olarak Balkan motiflerine de rastlanmaktadır. Bu nedenledir ki Karacakılavuz dokumaları toplumların yaşadıkları yörelerin izlerini taşımasının da ne kadar önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır.

Tekirdağ İli Tarihi 12

Tekirdağ'ın tarihi geçmişi çok eskilere gitmesine rağmen Tekirdağ 1357 yılından önce gerek Bizans döneminin gerekse de diğer kültür ve medeniyetlerin izlerine rastgelmek mümkün değildir. Bu da şunu gösteriyor ki Türkler bu şehre tam anlamıyla mühürlerini vurmuşlardır. Ancak bölgede Cumhuriyete kadar Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıklarda yaşıyordu.

Türk evleri çevrenin tabii ve sosyal çevrenin şartlarına, malzeme imkanlarına göre şekil değiştirdikleri, zaman içinde de türlü sanat akımlarına ayak uydurdukları görülmüştür. Rahat, ferah ve sağlıklı bir yaşama imkanı sağlayan, estetik açıdan üstün bir düzeye ulaşmış olan Türk evinin doğması Türklerin üstün sanat, yetenek ve yaratıcılıklarının sonucudur. Bu yansıma tabii olarak Tekirdağ iline ulaşmıştır.

Eski Tekirdağ evleri ilin eski yerleşim bölgesi olan Ertuğrul, Hürriyet, Ortacami, Eski cami, Yavuz, Turgut, Zafer ve Gündoğdu Mahallelerinin yanı sıra Malkara, Çorlu, Hayrabolu ilçelerinde de görülmektedir. Merkez ilçede toplam 260 kadar tescilli ev vardır. Bunların büyük bir çoğunluğu ne yazık ki harabe halindedir.

Tekirdağ'da cami, medrese, bedesten, han, hamam ve çeşme gibi eserler hep taştan yapılmıştır. Eski Tekirdağ evlerinin ise büyük çoğunluğu ahşap olup kâgir evler de vardır.

XVII. Yüzyılda Tekirdağ, bağ-bahçe ve gülistan bayırlar eteğinde bir şehirdir. Bu yüzyılda saray biçiminde 11 konak ve yüze yakın konak yavrusu büyük evin mevcut olduğu görülmektedir.Bugünkü sahil ve sahil yolu deniz idi. Deniz sahil yolunun şehir tarafındaki büyük kagir evlere dayanırdı.

1927 yılından önce şehrin cadde ve sokakları daracık olup cadde ve sokak başlarında fenerler içerisinde numaralı teneke gaz lambaları yanardı. Sokakları Arnavut kaldırımıydı. Fenni kanalizasyon yoktu, eski künk borular vardı. Caddeler yangın vs. sebebiyle şehrin 3. valisi Arif Hikmet Bey'in çabaları ile bugünkü halini alabilmiştir. Bugünkü Muratlı caddesinin başı 1927 yılında yapılan kamulaştırma sonucu açılmıştır. Kente elektrik 30.11.1930 tarihinde Belediye başkanı Ekrem Bey'in zamanında getirilmiştir. İlk su şebekesi de ondan sonra yapılmaya başlanmıştır.Mahmut Sümer “Tekirdağ'ın Eski Günleri isimli eserinde eski kayıtlara göre şehrin çeşitli mahallelerinde 4.414 evle 981 dükkanın ve 278 zahire deposunun mevcut olduğunu belirtmektedir. Günümüzde ise tescil kaydı devam eden 260 kadar sivil mimarlık örneği ile 63 anıtsal eser vardır.Tekirdağ'ın eski kent dokusu ve sokaklarının oluşumunda başlıca etmenleri şöyle sıralayabiliriz.

·Şehrin deniz kenarında bulunması
·Bölgesel ve coğrafi etkenler
·Ekonomik etkenler
·Kültürel etkenler

Tekirdağ İli Tarihi 11

Tümülüsler
Trakya'da çeşitli yüksekliklerde arazi üzerinde görülen bu tepelerdir. Anıt mezar tepeleridir. Türkiye Trakyası'nda en erken tümülüse Kırklareli Taşlıcabayır Tümülüsü'nde rastlanmıştır. (İ.Ö. 1200) Anadolu'da en erken tümülüsler Frig Tümülüsleridir. (İ.Ö. 8-7 YY) Tümülüs geleneği Hıristiyanlığın kabulüne kadar devam etmiş olup en yeni örnekleri İ.S. 3. YY'la tarihlenmektedir. Gömülen kişilerin ekonomik yapılarına uygun olarak Tümülüs yükseklikleri değişmektedir.

Tümülüslere Tekirdağ İli’nde oldukça sık rastlanmaktadır. Henüz fazla kazı yapılmış değildir. Başlıcaları: Merkez; Karaevli Harekat Tepe, Naip, Işıklar, Kaşıkçı, Hacıköy, Çorlu'nun; Sarılar, çeşmeli, Marmaraereğlisi’nin Merkez ve Aytepe, Hayrabolu'nun; Kabahöyük, Delibedir, Hacıllı, Kadriye, Malkara'nın; Kermeyan, Gözsüz, Müstecep, Kavakçeşme Muratlı'nın; İnanlı tümülüsleridir. Bunlardan Naip, Karaevli Harekat Tepe, Hayrabolu Hacıllı Tümülüslerinde kazılar yapılmıştır.

Naip Tümülüsü: Naip Köyü'nün çanakçı ovasında doğal bir sırt üzerinde yaklaşık 17 m yüksekliğinde 90 m çapında bir tümülüstür. 1984 yılında kazısı yapılmıştır. Tümülüsün içinde bir dramos, dramostan sonra merdivenle ulaşılan bir mezar odası bulunmaktadır. Mezar odasında mermerden bir ölü yatağı, bir ziyafet masası, iki adet te sehpa bulunmaktadır. Küçük buluntular arasında gümüş kaseler, gümüş kepçe, gümüş süzgeç, bronz kandil, bronz kandil ayağı, bronz kalkan, bronz at koşumları, altın düğmeler yer almaktadır. Gömülen kişinin mezar yatağı üzerindeki kemikleri bulunamadığından kişinin kimliği konusunda buluntular üzerindeki araştırmalar sonuç vermemektedir. Mezar İ.Ö. 350 yılına tarihlenmektedir

Karaevli Harekat Tepe Tümülüsü: Tümülüsün orijinal yüksekliği 22 m olup çapı 97 m kadardır. Tümülüste yapılan kazı sonucunda Trak Odyris Kabilesi krallarından Kersepleptes'e ait olduğu düşünülen sandık mezar buluntularıyla birlikte ele geçmiştir. Buluntular arasında altın kaplama boncuklarla süslü erguvani renk kraliyet elbisesi, meşe dalı şeklinde kraliyet tacı, sarmaşık dalı şeklinde Diyonizos Rahipliği tacı, bir kraliyet yüzüğü, ayaklarında sandaletleriyle ele geçmiştir.

Hayrabolu Hacıllı Köyü Tümülüsü: 9,5 m yüksekliğinde olup çapı 60 m kadardır. Yapılan kazı sonucunda kremasyon mezar tipi ortaya çıkmış olup, ölü yakıldığı yerde gömülmüştür. Mezar çukurunun önünde ziyafetlerin yapıldığı ve atının yakıldığı yuvarlak bir çukur daha tümülüsün tabanında bulunmuştur. Gömülen kişi mezarda bulunan kılıç, mızrak ve kalkanından anlaşıldığı kadarıyla Roma I. YY'da Trak'lı bir komutandır.
Eski Tekirdağ Evleri

Tekirdağ İli Tarihi 10

Kaleler

Tekirdağ, Hayrabolu, Malkara ve Beşiktepe'nin kale duvarlarına toprak altında yer yer rastlanmaktadır. Marmaraereğlisi, Çorlu ve Barbaros kalelerinin kalıntıları görülebilir. Bu kalelerin kesin sınırları ve büyüklükleri belli değildir. Semetli ve Dağyenicesi arasındaki kale tepesinde, Çimendere ve Gözsüz köylerine yakın iki tepe üzerinde de kale kalıntıları vardır. Koru dağlarında mevcut iki kale kalıntısının hayli yüksek duvarları orman içinde görülmektedir.Osmanlılar Rumeli Kalelerini aldıkları zaman ekseriyetle yıkmışlar ve aynı yerde oturmayı tercih etmemişlerdir. Bu Kale yıkıntılarının civar köylerde ve hatta Malkara'da inşaat işlerinde kullanılması ile bu tarihi kalıntılar korunamamış ve ortadan kalkmıştır.

Çorlu Kalesi: Çorlu'nun kuzey batı kenarındadır. Doğusu ve batısı oldukça derin ve kuru dere yatakları ile çevrilidir.

Elmalı ve Yenidibek Kaleleri: Malkara'nın Elmalı köyünde Elmalı Kal'ası, Yenidibek Köyünde de Blovat Kalesi yıkılmış olduğu halde, surları yer yer görülmektedir. Her iki kalede bölge arazilerinin hakim tepelerine kurulmuş, yüzyıllarca önemli savunma görevlerini yerine getirmiştir. Osmanlıların bölgeyi fethetmesi ile birlikte kaleler yıkılmış, kullanılmaz duruma getirilmiştir. Bugün her iki kalenin yer üstünde bazı duvar kalıntıları görülmektedir.

Karacahalil Kalesi : Toprak üstü araştırmaları yapılan Karacahalil köyü hudutları dahilindeki Koca Kale diye de anılan kale ise konum itibari ile ilk çağlardaki yerleşimlere uygun Çanakkale Boğazı ve Saroz Körfezini görmektedir. Yer üstü buluntularından, siyah pişmiş toprak parçalarından, Tunç çağı yaşantısından (İ.Ö.5 yy.)dan Bizans dönemi yerleşmesine kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Kermeyan Kalesi: Bunlardan önemli olan Kermeyan Kalesi (Zesutare)dir. Kale, Kermeyan köyünde Taşlıkdere ve Kale Deresi arasında 200 dönümlük bir yerde dışı Keşan taşları ile yapılmıştır. Çok eski Kale olup oturma yeri olarak kullanılmıştır. Eski ismi APRİ dir. M.S. 50 yy. Roma İmparatoru Cladius tarafından emekli Roma subayları için kurulan antik şehirdir. Bizans döneminde yerleşim önem kazanmıştır. Osmanlılardan önce Balkanlardan inen akıncı kavimler tarafından yakılmış olabileceği gibi, Türklerin gelişinden önce Trakya'da çok büyük bir deprem olması sebebiyle de yıkılmış olabilir.
Tarihi Hora Feneri ve Tümülüsler

Tarihi Hora Feneri
112 yıldır aynı aile fertleri tarafından çalıştırılan fener, Fransızlar tarafından yaptırılmıştır. 96 kristalden meydana gelen fener kendi ekseni etrafında 360 derece dönerek görev yapmaktadır.

Tekirdağ İli Tarihi 9

Türbeler

Malkara'da: Fatih'in ünlü komutanlarından Turhan Oğlu Ömer Beyin türbesi, Hayrabolu'da: Kanuni'nin deve kolları komutanı ve çağının büyük şairi, Melâmi pirlerinden Ahmed_i Serban'ın türbesi, Çorlu'da: 16. Yüzyılın tanınmış Türk Bilgin ve şeyhlerinden olan Vizeli Bihişti Ramazan Efendinin kabri bulunmaktadır.
Hanlar

Tekirdağ'da geniş ve çok odalı 49 han olduğu ancak şimdi bunlardan hiçbir eser kalmadığı bilinmektedir. Bunların en önemlileri: Menzil Hanı, Çorlulu Dimitro'nun Hanı, Karagöz'ün Hanı, Büyük Han’dır.

Hamamlar

Yalı Hamamı : Bugün işleyen çifte hamamdır. Yaptıranı ve yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak 1944'te Belediye tarafından satın alınarak tamir ettirilmiştir. Kadın ve erkek tarafları 4'er kurnalı güzel bir hamamdır. İki büyük kubbesi vardır.

İnecik Erenler Hamamı : Tekirdağ Malkara yolu üzerindeki İnecik köyündedir. Tarihi hakkında kesin bilgiler mevcut olmamakla birlikte tarihi çok eskilere dayanır. Köy tüzel kişiliğince çalıştırılan hamam, yapılan onarımlarla birçok tarihi özelliğini kaybetmekle beraber halen kullanılır durumdadır.

Ayaz Paşa Hamamı : Saray ilçesinde Sadrazam Ayaz Mehmet Paşa'nın yaptırdığı külliyenin hamamıdır. (1536-1539) Ayaz Paşa Camii'nin yanında yer alır. Bu hamamların yanında Tekirdağ'da Eski Hamam, Orta Hamam, Paşa Hamamı, Malkara'da Turhan Bey tarafından yaptırıldığı bilinen çifte Hamam ve yine Eski Hamam ya tamamen ya da kısmen tahrip olmuş tarihi hamamlardır.

Çeşmeler

Tekirdağ şehri bol miktarda akan sulara sahip idi. Bu sular halkın istifadesine sunularak, caddeleri, meydanları ve cami avlularını süsleyen çeşmeler ve şadırvanlar yapılmıştır. Mahmut Sümer'in “Tekirdağ'ın Eski Günleri” isimli eserinde “Ecdadımızın nefsir kasabada (Tekirdağ'da) hayrat olarak yaptırıp bıraktığı o güzel tarih abidesi çeşmelerden (82) tanesinin 1945-1946 yıllarında yıkıldığına şahit olunmuştur.” denilmektedir.

Bugün İl Merkezinde Sahil Şadırvanı, Meydan Şadırvanı, Çiftlikönü Meydan Şadırvanı ile birlikte İskele Çeşmesi, Şehitler Anıt Çeşmesi, Şabanoğlu Çeşmesi, Hacı Çeşmesi, Kadı Çeşmesi, Sururi Ağa Çeşmesi, Meydan Çeşmesi, Rakoczi Çeşmesi, Solak Çeşme, Tavanlı Çeşme, Yusuf Ağa Çeşmesi, Kuru Çeşme bulunmaktadır.

İlçe merkezlerinde de bazıları şunlardır:

Çorlu İlçesi’nde; Fatih Çeşmesi, Hastane Çeşmesi, Çoban Çeşmesi, Kumlu Çeşme, Aşk Çeşmesi, Tavanlı Çeşme.

Şarköy İlçesi’nde; Kuru Çeşme, Camii Kebir Çeşmesi.

Malkara İlçesi’nde; Mermer Çeşme, Hüsrev Kethüda Çeşmesi, Baş Çeşme, Kabil Çeşme, Zülfükâr Ağa Çeşmesi, Künk Çeşmesi.

Köprüler

İlimizde Osmanlı Devletinden zamanımıza kadar ermiş birçok köprü görülebilir. Bunların başlıcaları şunlardır.

Naip I. Köprüsü
Naip II. Köprüsü
İnecik Köprüsü
Çorlu I. Ergene köprüsü
Çorlu II. Ergene Köprüsü
Yenice Köprüsü (Malkara)
Hacılar Köprüsü (Hayrabolu)
Muratlı Köprüsü (Muratlı)- Taş Köprü (Çorlu)

Tekirdağ İli Tarihi 8

Hacerzade İbrahim Bey Camii
Malkara İlçesi 14 Kasım caddesinde Hüseyin Köse İlköğretim Okulu’nun yanında yer alır. 1406 tarihinde Hacerzade İbrahim bey tarafından yaptırılmıştır. Yapının mimarı belli değildir. Bu cami Balkan Savaşında ve depremlerde büyük hasara uğramıştır. Cami restore edilmiş, eski durumuna çok yakın hale getirilmiş ve 15 Ekim 1971 tarihinde ibadete açılmıştır. Yapı tamamen düzgün kesme taş malzemeden cephesinde mermer malzeme de kullanılmak suretiyle tek kubbeli mescit planında yapılmıştır. Minare; yapının kuzeybatı köşesinde yer alır. şerefe altına kadar olan kısmı orijinaldir. Şerefe ve üst kısmı 1970 yılında tamir görmüştür. Sekizgen minare kaidesinin üç yüzü duvar içinde kalmış olup, beş yüzü dışarıdan görülebilmektedir. Her yüzde Bursa kemeri tabir edilen sepet kulpu kemer süs unsuru olarak kullanılmıştır. Oluklu bir gövde üzerinde mukarnas altlıklara sahip şerefe ve üzerinde de bodur bir petek kısmı, külah, madeni alan yükselir.

Gazi Ömer Bey Camii
Malkara İlçesi Gazibey Mahallesinde hâl binalarının kuzeyinde yer alır. Mora fatihi Turhan Bey'in oğlu olan Gazi Ömer Bey tarafından 1493/94 yılında yaptırılmıştır. Adına yapılan külliyeden bugün sadece cami ve türbe ayaktadır. Mescid, kervansaray ve dükkanlar kalmamıştır. Cami, bir buçuk metre kalınlığında, 13 m boyunda, tamamen düzgün kesme taş malzemeden, bütün mekanın tek kubbe altında toplandığı merkezi planlı bir yapıdır. Son cemaat yerini üç kubbe örtmüştür. Yapının minaresi, batı yönünde yer alır. şerefeye kadar olan kısım orjinal, şerefeden yukarısı yakın zamanlarda onarım görmüştür. Bu cami Osmanlıların Rumeli'de yaptıkları camilerin en eskilerindendir.

Ulu Cami (Güzelce Hasan Bey camii)
II.Beyazıd'ın damadı Güzelce Hasan Bey tarafından 1500 yılında Hayrabolu merkezine yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinin örneklerinden olup 10,29 m çapında merkezi bir kubbe ile yanlarında 4,55 m çaplarında 4 küçük kubbe ile örtülmüştür. Cami 1877 yılında kendi vakfı tarafından tamir edilmiştir. Balkan Harbi öncesi meydana gelen deprem ve 1920 deki depremle hasar görmüş, 1947 yılındaki onarıma kadar ibadete kapalı kalmıştır.

Paşa Camisi
1409 yılında çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 1875 yılında da onarım görmüştür.

Ömer Efendi Camisi
1504 –1505 yıllarında yarı kagir olarak yaptırılmıştır. 1872'de ise ahşap olarak onarım görmüştür.

Çarşı Camisi
Hasip Bey Camii olarak da bilinir 1686 - 1687 yıllarında Kethüdazade çorumlu Mustafa Bey yaptırmaya başlamış Mehmet Hasip Bey tarafından yarı kagir olarak tamamlanmıştır.
Süleymaniye Camii
Çorlu’nun merkezinde bulunan cami Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1521 yılında yaptırılmıştır. Kare bir plan üzerine yapılan caminin malzemesi kesme taştır. Külliye olarak yapıldığı cami ile birlikte imarethanesi, medresesi ve hamamdan oluştuğu kaynaklarda belirtilen yapılardan sadece camii ayaktadır.

Fatih Camii
Tekirdağ ilindeki en eski yapılardandır. Çorlu ilçesinde olup Fatih Sultan Mehmet’in süt annesi Daye Hatun tarafından 1453 yılında yaptırılmıştır.

Cami-i Kebir
Şarköy ilçesinde bulunan ve Gazi Süleyman Paşa tarafından 1325-1330 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Trakya’da Osmanlılar tarafından yapılan ilk camidir. 13 Aralık 1983 tarihinde yanmış ancak daha sonra onarılarak yeniden ibadete açılmıştır.

Tekirdağ İli Tarihi 7

Orta Camii
Kapıdaki kitabeden bugünkü yapının eski camiinin yerine yaptırıldığı yazmaktadır.1854-1855 yılların da Kürkçü Sinan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Hükümet Caddesindedir. Duvarlar moloz taştır. Dikdörtgen planlı ana mekan ile buna eklenmiş kare planlı bir bölüm ve son cemaat yeri, ahşap çatı ile örtülüdür. Batı duvarına bitişik basamaklarla ikinci kata, girişin sağındaki basamaklarla kadınlar mahveline çıkılır. Taç kapının önünde iki ahşap sütunlu sundurma vardır. Aydınlanma, duvarlar ve kubbe kasnağındaki pencerelerle sağlanmıştır. Ahşap tavanda iki süs görülmektedir. Doğu ve batı duvarlarındaki gömme ayakları başlıkları, akantus yaprakları ve çelenklerle bezelidir. Başlıklardaki panolarda halife adları yazılıdır. Barok biçimindeki Mihrap nişinin yanlarında akantus yaprakları ile bezeli ayaklar vardır. Mihrap kavsarası motifli alçı süslemelidir.

Hasan Efendi Camii
Hasan Efendi Caddesindedir. 1627 yılında yaptırılmıştır. Hasan Efendi'nin mezarı yanındadır. Taş minaresinin şerefeden yukarısı depremde yıkılmıştır.

Yusuf Ağa Camii
Muratlı caddesi üzerinde, orijinalde kendisi ve minaresi ahşap bir camii iken sonradan gördüğü onarımla bugünkü halini almıştır.

İnecik İmaret Camii
XV. Yüzyılda (1498-1499) Antalya Mirlivası Hüseyin Bey (Paşa) tarafından yaptırılan Tekirdağ'daki en eski camilerden biridir. Beş kubbeli son cemaat yeri ile büyük bir kubbenin örttüğü kare mekandan oluşur. Cami ters T planlıdır. Camiinin batı tarafında Antalya Mirlivası Hüseyin Bey'in türbesi bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılan türbe ile cami hizmete girmiştir.

Ayaz Paşa Camii
Saray ilçesi’ndedir. 1539'da Sadrazam Ayaz Paşa yaptırmıştır. Kubbeyle örtülü, son cemaat yeri ile ana mekandan oluşan kesme taş duvar örgülü küçük bir yapıdır. Ana mekan kubbeyle örtülüdür. ince silindirik gövdeli minare tek şerefelidir.

Gazi Süleyman Paşa Camii
Malkara İlçesi Camiatik mahallesinde şehitlik abidesinin kuzey batısında yer alır. Bizanslılar zamanında kilise olduğu, Osmanlıların Malkara'yı zaptı sırasında mescit'e çevrilmiş olduğu söylenmektedir.(1365) Batı kapısı üzerindeki kitabeye göre de Yıldırım Beyazıt (1389-1402) tarafından Gazi Süleyman Paşa adına camiye çevrildiği anlaşılmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğündeki kaydına göre 1365 tarihinde yapılmıştır. 1.151 m² alan üzerine 284 m² alan kaplayan caminin cemaat kapasitesi 600 kişidir. Cami 1306 hicri, 1888/89 miladı yılında Sultan Abdülhamit'in emriyle büyük bir onarım geçirmiştir. Bu onarıma ait kitabe kuzey taç kapısının üzerinde yer alır. Daha sonra bazı ilaveler yapılarak bugünkü haline getirilmiştir. Halen mevcut olan minaresi daha sonra inşa edilmiştir. Gazi Süleyman Paşa Camii dikdörtgen planlı, derinlemesine sahan düzenlemeli, ahşap sütunlu ve düz dam örtülü Anadolu Selçuklu dönemi Ulu Camii planında yapılmıştır.

Tekirdağ İli Tarihi 6

Kitaplık : Camii ve medrese arasındadır. Kare planlı kubbeli bir yapıdır. Binaya ocak ve baca eklenerek sonraları aşhane olarak kullanılmıştır. Söz konusu kitaplık restore edilerek kullanımı elverişli hale getirilmiştir.

Hamam : Medresenin hemen yanındadır. İlk şekli ile kubbeli bir yapı olan hamamın üzeri ahşap bir çatı ile örtülüymüş. Kadınlar ve erkekler kısmı olmak üzere bir çifte hamam şeklindeki yapıdan geriye, sadece taş ve tuğla duvarlardan bir kısmı kalmıştır.

Bedesten : Caminin 200 m. batısındadır. Altı kubbeli dikdörtgen planlı bir yapıdır. Kubbeler sekizgen kasnaklara oturur. Bedestenin dört tarafta birer kapısı vardır. Kapı kemerleri dıştan yuvarlak, içten sivri kemerlidir. Taş ve tuğla karışımından inşa edilmiş olan yapının uzun cephelerinde üçer, kısa cephelerinde ikişer pencere açılmıştır. Bedestenin kubbeleri birbirine geniş kemerlerle bağlı olan iki büyük fil ayağıyla taşınır. Kubbe geçişleri pandantiflerle sağlanmıştır. Son yıllarda onarılmış olan yapı Küllîyenin cami ile birlikte sağlam olarak görülebilen bir kısmıdır.

Rüstem Paşa Çarşısı : Ayrıca Camii'nin doğusunda son olarak yeni bir çarşı yapılmıştır. Yeri Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olan bu çarşı toplam 49 dükkandan ibaret olup inşaatına 1986 yılında Vali Dr. Süleyman Oğuz zamanında İl Özel İdaresi'nce başlatılmış, 1988 yılında da tamamlanmıştır. Külliyenin dönem özelliklerini yansıtan mimariye sahiptir.

Eski Camii
Ertuğrul mahallesindedir. Yapım kitabesi yoktur. İlk yapı yanmıştır. Kaynaklardan bu yapının 1830'da Zahire Nazırı Tekirdağlı Ahmet Ağa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.Cami önündeki sekizgen şadırvan perde motifleriyle bezelidir. Motiflerin üstündeki yazı kuşağı her yüzde ikişer pano içindedir. 1836'da yapıldığı anlaşılan şadırvan, ahşap çatıyla; uzun dikdörtgen planlı iki katlı son cemaat yeri düz çatı ile örtülüdür. Sundurmalı taç kapıdan ana mekana girilir. Dikdörtgen planlı ana mekanın üç yanı kadınlar mahveli ile çevrilidir. Üst kat mahvelinin ortasında dairesel çıkıntı biçiminde müezzin mahfili yer alır. Altıgen mihrap nişi istiridye motiflidir. Alınlığı kıvrık dal ve çiçek motifleriyle bezenmiştir. Mihrap nişi istiridye motiflidir. Bu niş ana mekandan ayrı dikdörtgen bir bölme içindedir; sağında minber, solunda vaaz kürsüsü bulunmaktadır. Minber ve kapı üstündeki motiflerden başka bezeme yoktur.

Tekirdağ İli Tarihi 5

TEKİRDAĞ CAMİLER
Camiler ve Külliyeler

Tekirdağ'ın Türkler tarafından fethinden sonra ( 1357 ) gerek merkez ilçede gerekse de diğer ilçelerde Osmanlı mimarı tarzında camiler ve külliyeler yaptırılmıştır. Bu camiler yapı özellikleri bakımından farklıdır. Tek kubbeli camilerin yanında çeşitli fonksiyonlu camilerde görülmektedir.

Rüstem Paşa Külliyesi
Bugün külliyenin camii, hamamı, bedesteni, medresesi ve kitaplığı ayaktadır. Vaktiyle kervansaray'ı ve imareti olduğu da söylenmektedir. Fakat bugün camii ve bedesteni en iyi durumda olan yapılardır.

Rüstem Paşa Camii
Ertuğrul mahallesindedir. 1553 tarihli camii Kanuni Sultan Süleyman'ın Damadı Rüstem Paşa yaptırmıştır. Camii avlusuna yalın bir kapıdan girilir. Avludaki mermer şadırvan, kurşun kaplı beşgen çatıyla örtülüdür. Kuzeydeki çift devaklı son cemaat yeri, ana mekanda yanlara doğru taşar. Dış son cemaat yeri ahşap çatı, iç son cemaat yeri ortada haç tonoz, yanlarda ikişer kubbe ile örtülüdür. Taç kapı dikdörtgen bordürlü ve mukarnaslıdır. Yapı kitabesi büyük bir pano içerisinde mukarnasların altında, onarım kitabesi (1841) ise sağdaki mihrabiyenin üstündedir. Kare planlı ana mekan kubbeyle örtülüdür. Kubbeye geçiş tromplarladır. Köşelerdeki taşıyıcı payelere oturmaktadır. Taşıyıcı ayakların arasındaki sivri kemerli nişlerle kare plana devinim kazandırılmıştır. Kubbe kasnağı dıştan da payandalarla desteklenmiştir. Kubbedeki alçı kabartma çiçek ve çelenkler dışında bezeme yoktur. Yalın bir yapıdır. Mukarnaslı mihrap dikdörtgen silmelidir. Mermer minberin yan aynalık ve korkulukları geometrik motiflidir. Camii ana mekan duvarları ile kubbe kasnağındaki pencerelerle aydınlık bir görünüm kazanmıştır. Kuzey batıdaki çokgen gövdeli tek şerefeli minarenin kemerli girişi taç kapının sağındadır.

Medrese : Camiinin otuz metre doğusundadır. 1880'de harap olunca üzerine ahşap bir okul kurulmuştur. Rüştiye ve idadi olarak kullanılan bu yapı Cumhuriyet İlkokulu olarak kullanılmıştır. (Bugün sadece temel ve duvar kalıntıları görülebilir.)

Tekirdağ İli Tarihi 4




İ.Ö. 352 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya üzerine düzenlediği seferde, İpsala’dan M.Ereğlisi yakınlarına kadar olan sahil bölgelerini işgal etti. Perinthos (M.Ereğlisi) büyük bir direniş gösterdi. II.Philip’ten sonra yerine geçen ve Hindistan’a kadar sefer yapan Büyük İskender Perinthos (M.Ereğlisi)’ni ele geçirdi. Ölümünden sonra bu bölge Lysımochos’un hakimiyetine girdi. Bölge; İ.Ö. 30 yılında Roma İmparatorluğu hakimiyetine girene kadar Makedon ve Odris kralları arasında sürekli el değiştirmiştir.






Tekirdağ Geç Roma döneminde İ.S.3. Yüzyılda Rhaedestus ismi ile tarih sahnesine çıkmış olup, Bizans döneminde Rodosto ismi ile anılmıştır. Osmanlılar 14. Yüzyılda Tekirdağ’ı Bizans Tekfurlarından aldıktan sonra, Rodosto adı Rodosçuk’a dönüşmüştür. 18. Yüzyıla kadar bu isimle anılan Rodosçuk, sonradan Bizans tekfurları dolayısıyla verildiği öne sürülen “Tekfurdağı” adıyla anılmaya başlanmış, Cumhuriyetten sonra 1927 yılında İl olarak Tekirdağ adını almıştır.

Tekirdağ İli Tarihi 3



Hayvan Türleri ve Hayvancılık : Tekirdağ ilinde tarımsal gayri safi üretim değerinin % 25 i hayvancılıktan karşılanmaktadır. Meraya dayalı hayvancılıkta sayısal azalma görülürken, büyükbaş hayvan sayısında artış gözlenmektedir. Yabani hayvan türleri ise (Bakınız Av Turizmi)
  Tarihçe: Anadolu, yakın Doğu ve Avrupa arasındaki göç, istila,ticaret, kültür, alışveriş gibi her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleşmesi, günümüzde olduğu gibi geçmişte de bölgemizin en önemli özelliği olmuştur.

Tekirdağ’da Eski Taş devrinin üst tabakalarına ait yerleşmelerine, Saray ilçesindeki Güneş kaya ve Güngörmez vadilerinde bulunan mağaralarda rastlanmıştır. (İ.Ö.40000-10000)Şarköy, ilçesinde ilk toprağa yerleşme dönemine ait (Neolitik) taş balta üretim merkezleri bulunmuştur.(İ.Ö.8000-5000) Marmara Denizi boyunca bazı nehir ağızlarındaki yerleşmelerde, Kalkolitik Çağ (Top tepe İ.Ö. 4300) yerleşmeleri ile yine sahil boyunca Troya’nın 1. ve II. Tabakasına ait çağdaş yerleşmelerin yer aldığı, Tekirdağ Müze Müdürlüğünce tespit edilmiştir. (İlk Tunç Çağı I-II 3000-2400)İ.Ö. 1400-1000 yılları arasında bir göç dalgası ile Trakya’ya gelen, Trakya’da Proto-Trak olarak tanımlanan, toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde topluluklar bulunmaktaydı.





Traklar göçebe topluluklar halinde yaşarken İ.Ö. 8-6 Yüzyılda Ege adalarından gelen Samos’lu kolonistler Marmara Denizi kıyılarında koloni şehirleri kurmuşlardır. Bunların en önemlileri bugünkü Tekirdağ sınırları içinde bulunan Perinthos (Marmara Ereğlisi) ve Bisanthe (Barbaros) dır, Trakya bölgesi İ.Ö.546-430 yılları arasında doğudan gelen Pers istilasına uğramış ve Pers egemenliği altında kalmıştır.

Tekirdağ İli Tarihi 2




İklim: Tekirdağ, genel nemlilik indislerine göre bulunan hidrografik bölgelerden yarı nemli iklim tipi içine girmektedir. Yağış rejimi bakımından Akdeniz yağış rejimi kategorisinde bulunmaktadır.
  Akdeniz İkliminin etkileri görülen Tekirdağ sahil şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılıktır. Ergene havzasını içine alan kıyı ardı şeridinde, daha ziyade kara iklimi hakimdir. Toprağa düşen yağış türü genellikle yağmur olup, kar yağışı azdır. İklimin mutedil oluşu ziraatın yapılmasını kolaylaştırır. Tekirdağ’da ortalama olarak en az yağış Ağustos, en fazla Aralık aylarında görülür. Şarköy-Kumbağ arasındaki kıyı şeridi Akdeniz iklimi karakterindedir. Bu özelliği, kuzeyinin kıyıya paralel uzanan dağlarla kaplı olmasından ve denizin ılıtıcı etkisinden ileri gelmektedir.
  İç kesimler kara ikliminin etkisi altındadır. Özellikle kışın kuzey Avrupa ikliminin etkileri görülür. Bu bakımdan kendisine ait özel bir iklim tipi yoktur. Yazlar genellikle Akdeniz’de olduğu gibi kurak ve sıcaktır. Sibirya antisiklonu Balkanlar üzerinden buralara geldiğinden kışın kuru ve dondurucu soğuklar olur. İç kesimler Marmara’nın yumuşatıcı etkisinden yoksundur. Tekirdağ İl merkezinde sahil şeridinde Temmuz ayında 25 derecelik bir sıcaklık, Çorlu ve dolaylarında 26-30 derece civarındadır.
  Tekirdağ, yazın ve kışın çok rüzgarlıdır. Hakim ve sürekli rüzgar poyraz, ikinci önemli rüzgar lodostur. Orta Avrupa’da yüksek basınç olduğu müddetçe poyraz, Trakya ve Tekirdağ’da şiddetli eser. Basınç azaldığında poyraz yalnız gündüzleri eser ve meltem karakterini kazanır.



  Lodos Trakya’ya Meriç vadisinden girdiği için Çorlu gibi iç kesimlerdeki ilçelerde çok eser. Tekirdağ ve sahil şeridinde sık fakat kısa sürelidir. Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki esintileri yağmur getirir.
  Bitki örtüsü ve doğal hayat: Tekirdağ bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir. En belirgin özelliği Marmara Denizi’ne bakan yamaçlara iklim tipine uygun olarak gelişme gösteren makiler ve fundalıklardır. Kısmen kara ikliminin etkisi altında bulunan iç kesimlerde kışın yapraklarını döken meşe türleri, gürgen, dişbudak, gümüşi ıhlamur, çınar ve karaağaç görülmektedir. Akarsu boylarının karakteristik ağacı söğüttür.

Tekirdağ İli Tarihi 1

TEKİRDAĞ İLİ TARİHİ VE TARİHİ ESERLERİ
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TEKİRDAĞ

Genel Bilgiler


TEKİRDAĞRESİMLER,TEKİRDAĞ FOTOĞRAFLAR,TEKİRDAĞ MANZARALAR,TEKİRDAĞ GÖRÜNTÜLER,TEKİRDAĞ TARİH,TEKİRDAĞ
Yüzölçümü: Tekirdağ, Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan 3 ilden biri olup, 6313 km2. yüzölçümüne sahiptir.

Nüfus: 2000 yılı sayım sonuçlarına göre, Tekirdağ’ın nüfusu 623.591’dir. Türkiye geneline göre İlde nüfus artışı düşüktür. Esasen turistik özellikleri, ticari ve sanayi gelişime uygunluğu bakımından hızlı bir nüfus birikimine elverişlidir. Tekirdağ’ın Merkez İlçe ile birlikte 9 ilçesi, 24 kasabası ve 256 köyü bulunmaktadır.

Coğrafya: Marmara denizi ve Karadeniz’e kıyısı bulunan Tekirdağ ili; Türkiye’de iki denize kıyısı olan 6 ilden biridir. Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan Tekirdağ; doğudan Silivri ve Çatalca ilçeleriyle, kuzeyden Kırklareli iline bağlı Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve Pehlivanköy ilçeleriyle çevrili olup, Kuzeydoğudan Karadeniz’e 1.5 km.lik bir kıyısı bulunmaktadır.

Topografya: Trakya-Kocaeli Penepleni üzerinde bulunan Tekirdağ il topraklarının yeryüzü şekilleri bakımından % 75.2’si platolar, % 15.5’i ovalar, % 9.3’ü dağlarla kaplıdır. Genel olarak yüksek dağlar, dik yamaçlar ya da vadiler yoktur. Marmara Denizi boyunca akarsularca taşınmış alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Platolar bir aşınma yüzeyi karakterindedir. Kuzeyinde Istıranca, Güney kesimlerinde ise Tekir Dağı ve Koru Dağı ile Ganos Dağları bulunmaktadır.

11 Ocak 2013 Cuma

Introducing Tekirdağ Province 7



DO NOT LEAVE WITHOUT
Tekirdag, Rakoczy Museum and Namik Kemal house without seeing
Kumbağ'da Şarköy and entering the sea,
Tekirdag meatball eating,
Şarköy wine, Tekirdag raki, without
Karacakilavuz hand without webs,
Do not go back ...

Introducing Tekirdağ Province 6



Tekirdag i.S.3 the late Roman period. Rhaedestus century, the name appeared on the stage with the date the Byzantine period, was known by the name of Rodosto. Ottomans, 14 Tekirdağ century after the Byzantine fort, turned into Rodosçuk'a Rodosto name. 18. Rodosçuk century referred to by this name, later given the Byzantine tekfurları so forth "Tekfurdağı" began to be known as, the Tekirdag province was named after the Republic in 1927.
YöreMutfağı
Tekirdag not find the traditional dishes, soup çeneçarpan, cıllık, elbesan pans, pastry gülbarak, höşmelim, Haku, Kalle, kodrul, kale, pastor mancası, Pires, şaraşura, yogurt borani, zennik başlılarıdır certain. Every year, "Tourism Week" in the province, the provincial Tourism Promotion Association to keep alive the traditional cuisine food contest is held. iarköy wine made from grapes produced in-Mürfte'de.

Introducing Tekirdağ Province 5



Anatolia, the Near East and Europe between migration, invasion, trade, culture, shopping of all kinds, such as the realization of the relationship over Thrace, the most important feature of our region has been in the past as it is today.
The placement of the upper layers of the transfer of the Old Stone Tekirdağ Saray district of the valley of the sun in rock and Gungormez were found in caves. (I.Ö.40000-10000) Şarköy, the first land district of residence for the period (Neolithic) stone axes were centers of production. (I.Ö.8000-5000) of some river mouths along the Sea of ​​Marmara settlements, Chalcolithic (Top peak i. Ö. 4300) and the settlements along the coast of Troy, 1 and II. Containing layer of the contemporary settlements, Tekirdağ Museum Directorate has been identified. (Early Bronze Age I-II, 3000-2400) BC Between the years 1400-1000 with a wave of migration from Thrace, Thrace, Proto-Trak, defined as levels of social organization in terms of communities, there was much back.
Thracians, living in nomadic communities?. O.. Century, the Aegean islands and the shores of the Marmara Sea from 8-6 Samos'lu colonists founded cities of the colony. The most important of these, located within the boundaries of today's Tekirdag Perinthos (Marmara Eregli) and Bisanthe (Barbarossa) is the Thrace region between i.Ö.546-430 coming from the east and Persia came under the dominion of Persia ridden.
BC King Philip II of Macedonia in 352. Thracian Philip held on time, up to the coastal regions were occupied by relatives ipsala'dan M. Eregli. Perinthos (M. Eregli) showed a large resistance. II.Philip from and to India after the passing of time that Alexander the Great Perinthos (M. Eregli) 'ni conquered. After his death, the district entered the rule Lysımochos'un. Regional, BC 30 years until the Roman Empire's domination of the Macedonian kings and Odris changed hands constantly.

Introducing Tekirdağ Province 4



Vegetation and wildlife: California is very poor in terms of vegetation. The most prominent feature on the slopes overlooking the Sea of ​​Marmara and heath shrubs growing in accordance with the type of climate. Partly under the influence of climate, land types in the inner parts of the deciduous oak, beech, ash, silver linden, sycamore and elm seen. A characteristic tree söğüttür River tribes.
Types of Animals and Animal Husbandry: Tekirdag province, 25% of agricultural gross value of livestock production are met. Numerical reduction in pasture-based livestock production, while the number of cattle has been increasing. The wild animal species (see Hunting)
History:

Introducing Tekirdağ Province 3





Effects of Mediterranean climate of hot summers in the Tekirdag coast, winters warm. Ruled the coastal strip into the Ergene basin, but rather is dominated by continental climate. Rain falling on the soil type is usually rain, snowfall is less. agriculture moderate climate make it easy to groove. Tekirdağ average rainfall of at least August, most in December is seen. coastal strip between the Mediterranean climate can be characterized as Şarköy-Kumbağ. This feature, being the north shore, running parallel to the mountains and the sea is due to the influence of ılıtıcı.
inner parts of the land under the influence of climate. Especially in the winter climate effects are seen in northern Europe. In this regard, there is its own special climate type. As is usually dry and hot summers in the Mediterranean. Here comes from the Siberian winter, dry and freezing temperatures over the Balkans antisiklonu olur.iç softening effect of the Marmara Sea is devoid of cuts. Coast in the center of Tekirdag province in July, a 25 degree temperature, Corlu and suburbs around 26-30 degrees.
Tekirdag, summer and winter, too spoiler. The judge and the constant wind northeaster, the second major wind lodostur. Northeastern Central Europe as long as high pressure, severe work in Thrace and Tekirdağ. Work only during the day and wins the character of northeastern low-pressure breeze.
For entry into the valley of the south to Thrace Evros Corlu many works such as the inland districts. Tekirdag, and frequent but short-lived coastal ieridinde. March, brings rain in April and May breezes.

Introducing Tekirdağ Province 2

According to the 2000 census, the population of Tekirdag 623,591 is. Turkey is low compared to overall population growth in cities. In fact, tourist features, commercial and industrial

TEKİRDAĞ RESİMLER,TEKİRDAĞ FOTOĞRAFLAR,TEKİRDAĞ MANZARALAR,TEKİRDAĞ GÖRÜNTÜLER,TEKİRDAĞ TANITIM,TEKİRDAĞ TARİH,TEKİRDAĞ COĞRAFYA,TEKİRDAĞ KÜLTÜR
development is suitable for the eligibility of a rapid accumulation of the population. Together with the Central district of Tekirdağ 9 districts, 24 town and 256 villages are.
Geography:
Sea of ​​Marmara and the Black Sea coast in the province of Tekirdag, Turkey is one of two landlocked provinces of the 6. All of the territory of Thrace in the north of the Sea of ​​Marmara and Tekirdag, east and Catalca Silivri districts, north of the province of Kirklareli Visa, Luleburgaz Babaeski, and is surrounded by Pehlivanköy districts, Northeast coast of the Black Sea is a 1.5 km long.
Topography:
Thrace-Kocaeli Penepleni 75.2% in terms of land forms on the territory of the Tekirdag province percent plateau, 15.5% plains, 9.3% is covered by mountains. In general, high mountains, valleys, steep slopes or not. Akarsularca has moved along the Marmara Sea coastal plains covered with silt. Plateaus can be characterized as a wear surface. Istranca north, parts of South Mountain Preserve in the Mountain and the mullet are Ganos Mountains.
climate:
Tekirdag, according to the general humidity indices in the hydrographic areas, entering into the type of semi-humid climate. Mediterranean precipitation regime in terms of rainfall are in the category.

Introducing Tekirdağ Province 1

TEKİRDAĞ PROVİNCE
TEKİRDAĞ
Tekirdağ Haritası

Tekirdag
General Information
Area: Tekirdag, Turkey's northwest, north of the Sea of ​​Marmara and Thrace in the territory of the whole area is one of 3 provinces, 6313 km2. has a surface area.
Population:
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız